resimler

14 Ağustos 2009 Cuma

Daha güzel aşk itirafları olabilirmi? "Tüm ihtişamıyla Fransızca"



İzlemek için:
http://video.eksenim.mynet.com/necdeter/Notre_Dame_de_Paris_Belle/31/



Belle "GÜZEL"
(Notre Dame De Paris)



Victor Hugo'nun 1831 yılında yazdığı, bizim, "Notre Dame'ın Kamburu" olarak bildiğimiz, "Notre Dame De Paris" adlı bir romanı vardır. 15. yy. Paris'inde geçen bu romanda aslında bir kamburun dramından daha çok Notre Dame Katedrali anlatılır. Romanda üç erkek vardır ve hepsi de güzelliği dillere destan, çıplak ayaklarıyla katedralin önünde dans ederken herkese iç geçirten, çingene kızı Esmeralda'ya aşıktır. Fakat hiç birisinin Esmeralda'ya kavuşması mümkün değildir.


İç içe geçmiş trajediler vardır bu hayatların içinde... Şöyle ki;

Quasimodo; kambur, bir gözü kör ve sakat bir genç olmasından dolayı Esmeralda'nın asla onu istemeyeceğini zaten bilmektedir. Fakat bir tek Esmeralda, ona insan gibi davranarak hayranlığını ve şükranlarını kazanmıştır. Onunki karşılıksız, umutsuz, acı veren bir aşktır. Katedralin dışında hükmü olmayan bir hayatın ve karşılıksız bir aşkın trajedisi vardır onda... Toplumun ön yargılarıyla şeklen dışlanmış ve yargılanmış bir hayat.

Phoebus; Esmeralda'nın sevdiği ve aslında kendisi de Esmeralda'ya aşık olduğu halde başka bir kızla nişanlı olan zengin ve soylu bir genç olmakla beraber, görevi asayişi temin etmek olan yakışıklı bir subaydır. Esmeralda'nın kendisini öldürmek istediğine inanan bu genç, onun asılması gerektiğini düşünmektedir. Kim bilir, belki de böylece içindeki aşkı idam etmek istemektedir. Çünkü onda da, içinde neredeyse bir yangına dönüşmüş aşka rağmen bir başkasına teslim olmasının trajedisi vardır. Ne acıdır, her gördüğünüzde kalbinizi yüreğe ve bir yangın yerine dönüştüren kişinin değil de, en ufak bir şey hissetmediğiniz bir başkasının kollarında, aklı ve gönlü zincire vurulmuş bir şekilde yaşamayı seçmek zorunda olmak! Diğer yandan,

Frollo; kilise otoritesinin sarsılmadan devam etmesini, bozguncuların ve günahkarların toplum düzenini sarsmamalarını, ortalığı karıştırmamalarını isteyen ve tabii ki gizli-saklı Esmeralda'ya aşık bir rahiptir. Hatta onu öldürtecek kadar büyüktür bu aşk... Zira, kilisenin önünde dans eden bir çingene kızının ortalığı karıştırmasına göz yumulamaz! Ortada olan bir trajedisi vardır bu kişiliğin de... Din adamı olmayı seçmiş olmanın getirdiği pişmanlık... Yaşanamayan hatta açığa bile çıkartılamayan bir aşk...

Romanın sonunda Esmeralda ve Quasimodo ölürler ve siz bir gerçekle başbaşa kalıverirsiniz; gerçek sakatlığın; sizin, benim, hepimizin önyargıları ve iki yüzlülüğü olduğu gerçeğiyle...

Victor Hugo'nun işte bu ölümsüz eseri, "Notre Dame'ın Kamburu" adı altında bir müzikal olarak uyarlandı. İçindeki şarkılarla daha da ölümsüzleşti. Sözlerini Luc Plamondon'un, bestelerini Richard Cocciante'ın yaptığı bu müzikal ilk olarak 18 Eylül 1998'te, Paris'teki Paris Kongre Sarayı'nda oynandı ve çok büyük bir başarı yakaladı.

Fransa'daki rol dağılımına göre;

Esmeralda'yı Hélène Ségara,
Quasimodo'yu Garou,
Frollo'yu Daniel Lavoie
Phoebus'u Patrick Fiori,
ve Phoebus'un nişanlısı,
Fleur-de-Lys'i de Julie Zenatti canlandırmıştır.



BELLE "GÜZEL"

Quasimodo:
Güzel
Adeta 'O'nun için icat edilmiş bir sözcük bu
O dans eder ve vücudunu açığa çıkarırken
Uçmak üzere kanatlarını açan bir kuş gibi,
Bense cehennemin açılıverdiğini hissediyorum
Ayaklarımın altında
Gözlerimi dikmişim çingenenin elbisesine
Dua etmek artık ne işime yarar Notre Dame?
Kim atacak ona ilk taşı?
Dünyada olmayı haketmeyen biri mi?
Oh Şeytan!
Oh izin ver bana
Bir kerecik dolaştırayım parmaklarımı
Esmeralda'nın saçlarında....

Frollo:
Güzel
Şeytan mı 'O'nda ete kemiğe bürünen
Ebedi Tanrı'dan gözlerimi çevirtmek için?
Kim koydu benliğime bu şehvetli arzuyu
Cennete bakmama engel olmak için?
İlk günahı taşıyor içinde 'O'
Onu arzulamak beni bir suçlu mu yapar?
Bir fahişe, değersiz bir kız gibi gördüğümüz
İnsanlığın Hac'ını taşır gibi oldu birden
Oh Notre Dame
İzin ver bir kerecik iteyim kapısını
Esmeralda'nın bahçesinin

Phoebus:
Güzel
Sizi büyüleyen iri siyah gözlerine rağmen
Bu kadın hala bir bakire mi olacaktı?
Kıvırtmaları bana dağları ve harikaları gösterirken
Gökkuşağı renklerindeki eteğinin altında?
Dülsine'm izin verin size sadakatsiz olayım
Sizinle evlenmeden önce...
Hangi erkek bakışını O'ndan alabilir ki
Tuzdan bir heykele dönüşme acısını çekerken
Oh Fleur-de-Lys
Ben inancına bağlı bir adam değilim
Toplayacağım Esmeralda'nın
Aşk çiçeğini...

Üçü Birden:
Gözlerimi dikmişim çingenenin elbisesine
Dua etmek artık ne işime yarar Notre Dame?
Kim atacak ona ilk taşı?
Dünyada olmayı haketmeyen biri mi?
Oh Şeytan!
Oh izin ver bana
Bir kerecik dolaştırayım parmaklarımı
Esmeralda'nın saçlarında...
Esmeralda...

Ve bu tanıtımı, hayranı olduğum yazar Alper Eğmir'in sözleriyle bitiriyorum.

"Bu romanın yazılmasından bu yana 170 küsur yıl geçti. Olayın özüne dair değişen ne var?

http://video.eksenim.mynet.com/necdeter/Notre_Dame_de_Paris_Belle/31/