resimler

10 Kasım 2009 Salı

Ankara, En iyi kalpli üvey ana

Ankara, En iyi kalpli üvey ana.
Bu şehri bu kadar yalın anlatan başka bir şey olamaz sanırım.
Sorumluluklarını bilen, asla kötü davranmayan ama sonuçta bir üvey ana
olan Ankara. Bu şehirde insanlar bekler. Emekliliği, askerin bitmesini,
gönderdiğiniz evrakın cevaplanmasını , suskun devletin konuşmasını beklerler. Taşı çatlatacak bir sabırla bir şeyleri beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır. Belki denizi görselerdi beklemezlerdi. Denizi su sanırlar. Suyu görmek için göllerin kıyısına
gidersiniz ama su ufka uzanmaz. Bir suyu deniz yapan ufuk yoktur Ankara 'nın göllerinde. Oysa ne önemlidir suyun hiç bitmemesi ve uysal bir sevgili gibi gökyüzüyle birleşmesi. O vaatker ufuk çizgisi, o nasıl güzeldir. Her zaman ötelerde bir şey olduğunu fısıldayan o şehvetli çizgi. İnsanlar Ankara'da beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır.

İstanbul'da ise durum daha vahimdir. Hayat sanki bir adım ötede duruyor
gibidir. Doğruya doğru, dünyanın en güzel şehridir İstanbul, ama hayat
eli çabuk davranır. Daha siz elinizi uzatmadan işveli bir kadın gibi kaçar
gider. Bu yüzden hırsla kovalarlar hayatı İstanbullular. Beklediği şeyin
belki de hiç gelmeyeceğini söyleyen şeytani fısıltıya rağmen,
Ankaralının dingin tevekküllü bekleyişinde bir huzur vardır. Ama
İstanbullunun hırslı kovalamacasında ne huzur vardır ne de tatmin.
Dünyanın en güzel şehri hemen kol mesafesindeyken kendilerini yiyip yutan
bir kovalamacanın içinde kaybolur giderler. Hayat kaçar, onlar kovalar.


Cemal Süreya

14 Ağustos 2009 Cuma

Daha güzel aşk itirafları olabilirmi? "Tüm ihtişamıyla Fransızca"



İzlemek için:
http://video.eksenim.mynet.com/necdeter/Notre_Dame_de_Paris_Belle/31/



Belle "GÜZEL"
(Notre Dame De Paris)



Victor Hugo'nun 1831 yılında yazdığı, bizim, "Notre Dame'ın Kamburu" olarak bildiğimiz, "Notre Dame De Paris" adlı bir romanı vardır. 15. yy. Paris'inde geçen bu romanda aslında bir kamburun dramından daha çok Notre Dame Katedrali anlatılır. Romanda üç erkek vardır ve hepsi de güzelliği dillere destan, çıplak ayaklarıyla katedralin önünde dans ederken herkese iç geçirten, çingene kızı Esmeralda'ya aşıktır. Fakat hiç birisinin Esmeralda'ya kavuşması mümkün değildir.


İç içe geçmiş trajediler vardır bu hayatların içinde... Şöyle ki;

Quasimodo; kambur, bir gözü kör ve sakat bir genç olmasından dolayı Esmeralda'nın asla onu istemeyeceğini zaten bilmektedir. Fakat bir tek Esmeralda, ona insan gibi davranarak hayranlığını ve şükranlarını kazanmıştır. Onunki karşılıksız, umutsuz, acı veren bir aşktır. Katedralin dışında hükmü olmayan bir hayatın ve karşılıksız bir aşkın trajedisi vardır onda... Toplumun ön yargılarıyla şeklen dışlanmış ve yargılanmış bir hayat.

Phoebus; Esmeralda'nın sevdiği ve aslında kendisi de Esmeralda'ya aşık olduğu halde başka bir kızla nişanlı olan zengin ve soylu bir genç olmakla beraber, görevi asayişi temin etmek olan yakışıklı bir subaydır. Esmeralda'nın kendisini öldürmek istediğine inanan bu genç, onun asılması gerektiğini düşünmektedir. Kim bilir, belki de böylece içindeki aşkı idam etmek istemektedir. Çünkü onda da, içinde neredeyse bir yangına dönüşmüş aşka rağmen bir başkasına teslim olmasının trajedisi vardır. Ne acıdır, her gördüğünüzde kalbinizi yüreğe ve bir yangın yerine dönüştüren kişinin değil de, en ufak bir şey hissetmediğiniz bir başkasının kollarında, aklı ve gönlü zincire vurulmuş bir şekilde yaşamayı seçmek zorunda olmak! Diğer yandan,

Frollo; kilise otoritesinin sarsılmadan devam etmesini, bozguncuların ve günahkarların toplum düzenini sarsmamalarını, ortalığı karıştırmamalarını isteyen ve tabii ki gizli-saklı Esmeralda'ya aşık bir rahiptir. Hatta onu öldürtecek kadar büyüktür bu aşk... Zira, kilisenin önünde dans eden bir çingene kızının ortalığı karıştırmasına göz yumulamaz! Ortada olan bir trajedisi vardır bu kişiliğin de... Din adamı olmayı seçmiş olmanın getirdiği pişmanlık... Yaşanamayan hatta açığa bile çıkartılamayan bir aşk...

Romanın sonunda Esmeralda ve Quasimodo ölürler ve siz bir gerçekle başbaşa kalıverirsiniz; gerçek sakatlığın; sizin, benim, hepimizin önyargıları ve iki yüzlülüğü olduğu gerçeğiyle...

Victor Hugo'nun işte bu ölümsüz eseri, "Notre Dame'ın Kamburu" adı altında bir müzikal olarak uyarlandı. İçindeki şarkılarla daha da ölümsüzleşti. Sözlerini Luc Plamondon'un, bestelerini Richard Cocciante'ın yaptığı bu müzikal ilk olarak 18 Eylül 1998'te, Paris'teki Paris Kongre Sarayı'nda oynandı ve çok büyük bir başarı yakaladı.

Fransa'daki rol dağılımına göre;

Esmeralda'yı Hélène Ségara,
Quasimodo'yu Garou,
Frollo'yu Daniel Lavoie
Phoebus'u Patrick Fiori,
ve Phoebus'un nişanlısı,
Fleur-de-Lys'i de Julie Zenatti canlandırmıştır.



BELLE "GÜZEL"

Quasimodo:
Güzel
Adeta 'O'nun için icat edilmiş bir sözcük bu
O dans eder ve vücudunu açığa çıkarırken
Uçmak üzere kanatlarını açan bir kuş gibi,
Bense cehennemin açılıverdiğini hissediyorum
Ayaklarımın altında
Gözlerimi dikmişim çingenenin elbisesine
Dua etmek artık ne işime yarar Notre Dame?
Kim atacak ona ilk taşı?
Dünyada olmayı haketmeyen biri mi?
Oh Şeytan!
Oh izin ver bana
Bir kerecik dolaştırayım parmaklarımı
Esmeralda'nın saçlarında....

Frollo:
Güzel
Şeytan mı 'O'nda ete kemiğe bürünen
Ebedi Tanrı'dan gözlerimi çevirtmek için?
Kim koydu benliğime bu şehvetli arzuyu
Cennete bakmama engel olmak için?
İlk günahı taşıyor içinde 'O'
Onu arzulamak beni bir suçlu mu yapar?
Bir fahişe, değersiz bir kız gibi gördüğümüz
İnsanlığın Hac'ını taşır gibi oldu birden
Oh Notre Dame
İzin ver bir kerecik iteyim kapısını
Esmeralda'nın bahçesinin

Phoebus:
Güzel
Sizi büyüleyen iri siyah gözlerine rağmen
Bu kadın hala bir bakire mi olacaktı?
Kıvırtmaları bana dağları ve harikaları gösterirken
Gökkuşağı renklerindeki eteğinin altında?
Dülsine'm izin verin size sadakatsiz olayım
Sizinle evlenmeden önce...
Hangi erkek bakışını O'ndan alabilir ki
Tuzdan bir heykele dönüşme acısını çekerken
Oh Fleur-de-Lys
Ben inancına bağlı bir adam değilim
Toplayacağım Esmeralda'nın
Aşk çiçeğini...

Üçü Birden:
Gözlerimi dikmişim çingenenin elbisesine
Dua etmek artık ne işime yarar Notre Dame?
Kim atacak ona ilk taşı?
Dünyada olmayı haketmeyen biri mi?
Oh Şeytan!
Oh izin ver bana
Bir kerecik dolaştırayım parmaklarımı
Esmeralda'nın saçlarında...
Esmeralda...

Ve bu tanıtımı, hayranı olduğum yazar Alper Eğmir'in sözleriyle bitiriyorum.

"Bu romanın yazılmasından bu yana 170 küsur yıl geçti. Olayın özüne dair değişen ne var?

http://video.eksenim.mynet.com/necdeter/Notre_Dame_de_Paris_Belle/31/

11 Temmuz 2009 Cumartesi

EFSANE YIL 2002

2002 yılı:

Otobüs şoförü yandaki kazaya bakarken otobüsü devirdi; 6 ölü. (11 Şubat)

* Bıçaklanan adamı arkadaşları 5 dakika mesafedeki İzmit Devlet Hastanesi yerine "Tanıdık doktor var" diyerek Gölcük e götürürken yolda can verdi. (15 Şubat)

* Kurban Bayramının daha ilk dakikalarında 103 kişi kendini yaraladı; bir tosun da 5 inci kattan düştü! Japon turistler sokaklarda kurban kesen Türkleri kameralarla kaydetti.

* Evine gelen elektrik faturasını gören Kemal Derviş "Bu faturalar herkese böyle mi geliyor? Bu millet buna rağmen isyan etmiyor ha... Türkiye de isyan çıkmayacağına inandım" dedi. (25 Şubat)

* Malatya da hırsız çaldığı malları koyduğu yerde bulamayınca polisi aradı! (27 Şubat)

* Bursa da Umut Semerci adlı genç "Bir Çift Yürek"i okuyup Aborjinlere katılmak üzere evden kaçtı. (4 Mart)

* Bir adam halay çekerken kendini bıçakladı!

* İstanbul Büyükşehir Belediyesi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için düzenleyeceği şenliğe çağıracağı isimleri açıkladı: Tecavüzden hapis yatan Doğuş ile kadın dövmeyi savunan İbrahim Erkal. (5 Mart)

* Rize ve Giresun da iki kişi kendi kestikleri ağacın altında kaldı. (11 Mart)

* Bartın da 34 yaşında bir adam ahır kapısına bağladığı kuzuya tecavüz ederken yakalandı. (13 Mart) gazeteye bastıklarında kuzunun gözleri bantlıdır kesin)

* 73 yaşındaki dede ineğe tecavüz ederken yakalandı. (14 Mart)

* Konya daki bir markette avakadonun yanında kullanma klavuzu verilmeye başlandı. (15 Mart)

* Trabzon daki bir çiftin kızlarına her gün önünden geçtikleri GİMA marketin ismini verdikleri ortaya çıktı.

* Tunceli de 3 bin kişi birahanede çalışan 8 kadına karşı yürüdü. (25 Mart)

* Nuri Ergin "Şambabası satanist anafo sanal Pokemon kınalı kuzum Ciguli Marziye" benzetmeleri yaptığı Alaattin Çakıcı ile barışabileceğini söyledi.

* Samsun da kurusıkıya gerçek mermi koyan 2 kişi birbirini yaraladı. (29 Mart)

* Kümes Hayvanları Derneği adı altında horoz dövüştüren gruba Hayvan Dostları Derneği baskın yaptı; 4 kişi yaralandı.

* Urfa da 2 çete 13 yaşındaki usta kapkaççı M.Y. yi transfer etmek için otomobil önerdi; kavga çıktı 11 kişi tutuklandı (31 Mart)

* Show TV nin "Kaçak" adlı yarışmasındaki "kaçan adam" Bursada kendisini gören 10 kadar işgüzar tarafından "Kaçak lan bu" denilerek dövüldü. (5 Nisan)

* Sheraton Otel faturası Zekeriya Beyaz ın erotik yayın yapan Pay TV yi izlediğini ortaya koydu. Televizyonu açtığında porno yayınla karşılaştığını savunan Beyaz "4 kişi ne yapıyorlardı öyle insan insanlığından çıkıyor vallahi" dedi. (9 Nisan)

* Kayseri de "Ben Cebrailim (Azrail bile değil!) hepinizin canınızı alacağım" diyerek tehditler savuran adam çevresinden 200 milyon lira haraç aldı. (21 Nisan)

* Sinop ta bomba dersi veren bir adam gerçek bomba ile verdiği derste pimi açık unutunca yaralandı. (26 Nisan)

* İngiltere de bir midilliye tecavüz ederken pantolon ve cüzdanını düşüren Tuncay Özcan polise soygun ihbarı yaptı. Ancak DNA testi skandalıortaya çıkardı. (30 Nisan)

* Bursa da iki adam uzun yolculukta tek kapılı arabada arkada oturan ve sürekli tuvalet ihtiyacı duyan arkadaşlarını başını mermere vurarak öldürdü. (30 Nisan)

* Bursa da bir adam fabrikada çayına çiş karıştırıp şaka yapan 3 arkadaşını pompalı tüfekle öldürdü. (3 Mayıs)

* Gaziantep te bir adam yavru kazını yiyen kediyi pompalı tüfekle vurdu; kedinin sahibi de döner bıçağıyla adamı öldürdü (19 Mayıs).

* Silifkeli Ünal Pişirgen inek makedinin içine koyduğu soğutucudan sağdığı ayrana inek kola adını verdi. (22 Mayıs)

* Vanlılar köy-kent projesi için gelen Dünya Bankası yetkililerine "Biz kent istemiyoruz inek verin yeter" dedi. (28 Mayıs)

* Bursa da bir adam diğerini "Sol eliyle çorba içtiği için" öldürdü (29 Haziran).

* Adanalı seyyar lokantacı Osman Çakmak zabıtadan kaçmak için büfesini raylı sistemle taşıdı. (8 Temmuz)

* Kıyısında içtiği Sapanca Gölü nü o kafayla yüzerek geçeceği iddiasına giren Ali Pehlivan boğuldu. (10 Temmuz)

* Konya da akıl hastaları hasta bakıcının anahtarlarını çalarak kaçtı. (15 Temmuz)

* Giresun da çarpışan otomobillerde kavga çıktı 1 ölü; 2 yaralı.(15 Temmuz.)

* Giresun da cami avlusunda iskambil oynayan kardeşleri uyaran müezzin öldüresiye dayak yedi. (19 Temmuz).

* Adana da döner ustası Yunus Şen dürümün içindeki eti az bulan müşterisince öldürüldü. (19 Temmuz.)

* Sarhoş olup 5 ay önce taşındığı evi kendi evi zannederek içeri giren rahat rahat televizyon seyreden adam ev sahiplerinden yediği dayak nedeniyle öldü. (22 Temmuz).

* Adana da oğlunun sünnet düğününde hep aynı şarkıyı çaldıran grupla tartışan adam bir kişiyi öldürdü (22 Temmuz).

* İki komşu kadın TV sesinin yüksekliği nedeniyle gündüz kavga ettiler; gece de eşleri kavga etti; 1 ölü. (24 Temmuz).

* Gaziosmanpaşa da 3 kafadarın 370 metrelik elektrik kablosuylayaptıkları ışıklı uçurtmayı halk UFO sandı. (27 Temmuz)

* Rize de boşanmadaki mal paylaşımında kavga çıktı; 1 ölü 5 yaralı. (10 Ağustos)

* İzmit te Ahmet Üstün ü kaçırdığı genç kızın yakınları önce dövdü; sonra da 2 saat boyunca kırmızı bez parçalarından yapılan bir dansöz kıyafeti ve topuklu ayakkabılarla mahallede oynattı. (13 Ağustos)

* Kolici katil tahliye talebi reddedilince hakime saatini fırlattı.(24 Eylül)

* Konya da biri cami avlusuna krizde bakamadığı gerekçesiyle hamster bıraktı.

* Cihangir Parkı nda Keje adlı dizinin çekimlerinde rol gereği biri bıçaklandı. Tinerci Adil Çalışkan "Güçsüz birine saldırmak olur mu?" diyerek iki kameramanı kalçasından bıçakla yaraladı. (29 Eylül)

* Diyanet İşleri eski Başkanı ve eski Devlet Bakanı Dr. Lütfi Doğan kadınların ne hissettiğini anlamak için evinde türbanla dolaştığını açıkladı. (9 Ekim)

* Tansu Çiller Kırklareli halkına "Allah ı size emanet ediyorum" diye seslendi. (12 Ekim) [img]style_emoticons/<#EMO
_DIR#>/kop.gif[/img]

* Eskişehir de taraftarlar derneği başkanı Deniz Yılmaz gözaltına alındı. Polis Yılmaz ın kendini duvara vurup akciğerlerini patlattığını kaburgalarını kırdığını açıkladı

* Televole ekibi taaa Kıbrıs a kadar giderek Çağla Şıkel in mesajında adı geçen tostu yapan makineyi buldu!

* Erzincanlılar Arçelik reklamında "korkak" bir bekçiyi canlandıran Şafak Sezer e kızınca oyuncu özür diledi. (27 Kasım)

* Samsun da bir genç silahla Atatürk büstünü rehin aldı. Ertesi günde büste çiçek koydu

*Bir işçinin 600 tonluk press makinesinin arasından emeklemek suretiyle geçerek ucundaki 2450 santigratlık fırında sigarasını yakmaya çalışması. (Karabük Demir Çelik Fabrikaları) ·

*Kurtarmaya gelen ambulansın suratınıza park etmesi. (E5 Otoyolu, Kumburgaz mevkii)·

*Tıraş olurken berberin "rahatlatır" güdümlü, boynu aniden sağa sola çevirme hareketi sonucu, boynun kırılması. (Erzurum, Merkez Berber Salonu) ·

*Kafasında mermer kırdırmaya çalışan medyatik kar atecilerin travma sonucu ölümü (Esenler Karete Salonunda) ·

*Kurban bayramında kaçan koçların boynuzları bir yerlerinize sokması sonucu ölüm (K.Maraş'ın Çoğulhan Kasabası) ·

*Mideye kaçan sineği öldürmek için ağza şheltox sıkmak suretiyle ölüm(Istanbul/Sultanbeyli) ·

*Bir arabaya 11 kişi binip viyadüğe uçmak (Molla Gürani Viyadüğü/Istanbul) ·

*Katta olmayan asansöre binme teşebbüsü (Ali Kırca/Kuruçeşme'deki evinde; sadece yaralanma) ·

*Balkona 50kişi çıkılması sonucu balkonun çökmesiyle oluşan toplu ölüm.(Dudullu'da bir Köy nişan töreninde) ·

*Ormanda zehirli mantarları ailece yiyerek,? anaa ne güzel !!? deyip aksama evde ölü bulunan Türk ailesi (Datça'da) ·

*Yatağındaki tahtakurusu veya bilumum haşaratı öldürmek için yatağı ilaçladıktan biraz sonra uykuya dalarak göçmek (Bodrum/Yalıkavak Köyü) ·

*Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısına kaçan taşı çıkartmak için ayağını silkelerken elektrik çarptığını sanan yardımsever bir laz tarafından kafasına kürek, kalas vb vurularak ölmek. (Rize/Ardeşen Kasabası/Tunca Köyü) ·

*Denizcilik işletmesinin Gaziantep tankerinde gecen bir olay: Geminin üçüncü mühendisi kontrol için geminin buhar kazanına girer(kimseye haber vermemiştir). Daha sonra işgüzarın biri "niye bu kazan kapağı açık" der ve kapağı kapatır akabinde gemi sefere çıkar. (Kocaeli/Dilovası İskelesi) ·

*Yolda mutlu mesut yürürken kafaya balkon düşmesi (Gene Dudullu'da) ·

*İşkence sonucu intihara meyil gösterip ayakkabı bağcığı ile kendini asarak ölmek (Gayrettepe İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Nezarethanesi) ·

*Para çekmek amacıyla girilen bankamatik gişesinde elektrik çarpması sonucu ölüm.(Ziraat Bankası, Bozcaada Şubesi) ·

*Trafik kazasından yaralı olarak kurtarılıp, hastaneye kaldırılırken ambulansın kaza yapması sonucu ölüm. (Ülkemizin bir çok şehrinde sık rastlanan bir vaka)

*işçi Ali, şaka olsun diye, Burhan'ın neticesine doğru hava tutar. Buna içerleyen Burhan, "öyle şaka olmaz böyle olur" diyerek hava tabancasını alır ve Ali'nin makatına sokar. Bağırsakları patlayan Ali hastane yolunda hakkın rahmetine kavuşur. (İstanbul, Ayazağa Sanayi Sitesi) ·

*Nüfus sayımı nedeniyle bomboş olan otoyolda bir sayım görevlisinin bariyerlere girmesi sonucu ölümü. (TEM otoyolu Gebze mevkii) ·

*Aynı iş yerinde biri gündüz bir gece vardiyasında olmak üzere çalışmakta olan baba oğuldan biri mobylette motor ile işe gitmekte diğeri ise bir başka mobylette ile eve dönmekte iken, yol üzerindeki sert bir virajda karşılaşmaları ve birbirlerine selam vermek isterken çarpışıp beraberce ölmeleri. (Konya, Meram Mahallesi) ·

*Kafalar güzel bir şekilde TEM otoyolunda seyreden bir araçtaki beş kişinin; süper fm'de çalmaya başlayan oynak bir şarki sonrası aracı sağa çekmesi ve Otoyol da göbek atmaya başlaması sonucu ölüm. Daha da ilginci bu 5 kişiden 3'ünün ölümü ve üçüne de ayrı ayrı araçların çarpmış olması (Adapazarı/Hendek) · Eskiden anlatılan bir lunapark vakası: Parkın 2 kafadar gece bekçisi, uçan sandalye midir nedir işte onu çalıştırıp bir güzel kurulmuşlar. Bekçilerin ikisi de bütün gece kusarak hakkın rahmetine kavuşmuşlar. (Yıl:1971,yer:Göztepe Lunaparkı "Şimdilerde Göztepe Parkı'nın olduğu mevkii")

)Ayni sirkete ait iki otobüs yolda karsilasti, söferler ellerini birakip selamlastilar 52 kisi öldü. (MUGLA)

)Odun kesmek için agaca çikan adam Nasreddin Hoca fikrasinda ki gibi oturdugu dali kesince dalla birlikte yere çakildi. Hastahanede öldü.(ANTALYA)

) Bir anne yagmur girmemesi için bacayi tikadi duman çikamayinca evin içine karbonmonoksit gazi doldu.Anne ve bir oglu öldü, 3 yavru komada.(ISTANBUL)

) Asabi çoban ot yemeyen koyunu tüfegin dipçigiyle dövmeye basladi. Tüfek ates aldi çoban öldü.(BITLIS)

) Otlayan iki koyun evin önündeki kumu dagitti. Koyunlarin sahibi aile ile kumun sahibi aile birbirine girdi.5 kisi öldü.

)Duvari yikip iki odayi tek oda yapmak isteyen adam isi abartti. Duvar için kazma yerine dinamit kullandi. Mahalleyi havaya uçurdu, yaralandi.(LÜLEBURGAZ)

)Saskin köylü 3 katli evin terasinda buzagi beslemeye basladi. Buzagi bir süre sonra 250 kiloluk dev bir inek oldu. Inegi vinçle indirdiler.( ISTANBUL)

)Kurban Bayraminda beraber deve kesmeyi planliyan 2 aile arasinda çikan tartisma sonucu jandarmanin aldigi karara göre deve 2 ye bölündü.(AGRI)

10 Haziran 2009 Çarşamba

"BLANKET"


Başlık size şu an pek bişey ifade etmiyor değilmi? Ama  Jessica Biel  ablamızın oynadığı   "POWDER BLUE"   adlı filmi izleyenler Biel 'in filmdeki strip sahnelerini iyi hatırlarlar. Fekat vurgulamak istediğim nokta  "POWDER BLUE"  filmin tamamı değil. Strip sahnelerinden birinde kullanılan müzik.
Filmin esas oğlanı Ray Liotta Club'a gelir o sırada işte bu müzik eşliğinde Jessica abla tüm hünerlerini gözlerimizin önüne serer ve bizi gördüklerimizle ay'a yollar, bu ay yolculuğumuzda çalan müzik Imogen Heap'in söylediği "Blanket" parçası da müthiştir bu sahneye bu müziği ekleyen yönetmendende Allah razı olsun :)
hep birlikte izliyelim dinleyelim ve şenlenelim.. 



http://vimeo.com/4671404
Müzik: IMOGEN HEAP / "BLANKET"                      
FİLM: POWDER BLUE 
SOYUNAN: JESSICA BIEL
İZLEYENLER: PARMAKLARINI KALDIRSIN:)